7 Kasım 2018 Çarşamba

Wonder Woman ~ Savaşgetiren

Gününüz güzel başlasın, güzel geçsin. Benim için güzel başladı diyebilirim. En azından şuan aklımda olan işlerden birini tamamlayıp kitap yorumlarımdan birini yazıyorum. Aslında ben bu kitabı okuyalı biraz zaman oldu. 

Kitap kapak tasarımı olarak muhteşem. Benim gibi süper kahramanları çok seven biriyseniz hikaye ayrı muhteşem. 

17 Ekim 2018 Çarşamba

My Dreams World

İnsanlar büyüdükçe hayal dünyaları küçülür. Genelde bunun böyle olduğunu söylerler, ben olmaması için elimden geleni yapıyorum. Yeryüzünde gerçek olmayacak her ihtimale inanıyorum yoksa akıl sağlığımı korumam mümkün olmaz. 

Gerçeklerden uzak durmak da sürekli olarak mümkün olmadığı için arada ciddi tosluyorum duvara. Hayatın gerçekleri. Baamm! Şu hayatın aslında düşündüğümüz ya da içinde bulunduğumuz gibi olmadığını anladığımız anlar. Şunu iyice öğrenmemiz gerekiyor ki başkalarının hatalarından biz sorumlu değiliz. Neden olalım. Birbirinden bağımsız ayrı hayatların kendi yaptığı seçimler bunlar.
Diğer insanların tercihleri sebebiyle bunu kendine dert edinen salaklarız biz sadece. Salak olduğumu fark ettim yine. Bu sebepler artık umrumda olmayacak. ( NOT: Yine 3 dakika sürecek kurallarımdan biri daha.) İnsan neyse o sonuçta değişmez.

Başkalarının gerçeklerini kendi dünyama sokamam. Ben en iyisi sonsuz hayal dünyama geri döneyim...

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

15 Ekim 2018 Pazartesi

Ocağımdaki Yemekler

Ocakta üç tencere var. İlk kapağı açtım; dünden kalan dolma, ikincide hiçbir şeysiz patates, diğerinde de çok kötü görünen makarna. Ve dedim ki yeniden blog yazmalıyım. Çünkü hayatta her zaman güzel şeyler olmak zorunda değil, olanı paylaşmak için zaten güzelleştirmek de bizim elimizde. Önce odama gelip bilgisayarı açtım sonra mutfağa dönüp makarnayı yoğurtla süsledim. Lavabonun içi de olduğu gibi bulaşık doluydu ama neyse ki böyle şeyleri dert etmek için fazla bekarım. 

Aslında oldukça yorgun ve yaşlı hissetmem gerekirken kendimi olması gerekenden daha genç, daha dinç hissediyor olmam bazen tuhaf geliyor. Daha yapacağım milyon tane genç işi olay var. Bir sürü de kurulması gereken hayal varken yaşlanmak başka bahara kaldı artık. 

Adrenalin dolu yapılacak işlerden örnek vermem gerekirse ben ilk olarak 2011 yılında 7 sene önce yamaç paraşütü yaptım. Çok güzeldi. Muhteşemdi. Ama gel gör ki yamaç paraşütü eğitimi için bu sene kayıt yaptırdım. Aradan geçen yedi sene içinde daha önemli ne yaptım? Daha güzel ne yaptım? Kendim için ne yaptım? Eğer yedi sene önce eğitim alıp pilot olsaydım yedi senedir uçuyor olacaktım. Yedi senedir uçamadığım için ertelemenin verdiği pişmanlığı derinden hissediyorum. 

Kendime değer katacak hiçbir şeyi ertelememe konusunda keskin kararlar aldım yine. Uygulama sürem: odamdan çıkıp mutfağa gidip bir bardak su doldurana kadar. Çünkü ben = üşengeçlik= ertelemek =ben. Olay dönüp dolaşıp ben de bitiyor yani. Buralarda, yazın hayatımda sürekliliği sağlayamam da hep bu sebepten. Biraz da çabuk sıkılan biri olmamdan. Yazın hayatı deyince sanki yılların yazarıymışım gibi oldu ama o olaya bir hayli uzak bir noktadayım. Kelimelerden çok sayılarla oldu şimdiye kadar işim. Bu sebeple hep kafamın içinde kaldı kelimelerim. Neyse şimdilik...

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

13 Mayıs 2018 Pazar

Sineklerin Tanrısı

Merhaba yeryüzündekiler..
Okumaya etkinlik grubuyla başladığım Sineklerin Tanrısı'ndan bahsetmeden önce bir şey soracağım.
Sizce insanlar ne kadar kötü?
Bi de kötülük tanımı tam olarak ne sizin için?


Bir şeyleri ters yüz etmek bazen daha güzel olabiliyor. 
14 Nisan'da okumaya başlamıştım bu kitabı. Nisan ayı etkinliğim sadece kitap okumakla kalmayıp üç tane de ayrı sehir dışı gezmesi içerince normal bi süreçte bitmedi. 12 Mayısa kadar sarktı.  


Ben kitaptaki çocukları bir topluluk olarak değerlendirmek istemiyorum. Bence onlar tek bir kişiyi temsil ediyor. İnsanı temsil ediyor. Beni anlatıyor bile diyebilirim ki bu aslında çok da doğru bi yaklaşım olur. 
Her insanın içinde hem iyilik hem kötülük hem güç hem korku bulunur. Bizi birbirimizden ayıran bunların hangilerini kullandığımızdır. 
Adadaki çocukların her birinin davranışını muhtemelen ben de sergilerdim. Hatta acaba süregelen yaşantımda sergilediğim zamanlar oluyor mu diye düşünmüyor değilim.


Kitap üzerine konuşulacak çok şey var ama şuan onları yazabilecek güç yok bende. Stresli sıkıntılı bi günün üstüne kafam patlamak üzere. Hiçbir şeyi dert etmeyeceğim derken kendi kendime daha büyük dertler mi çıkarıyorum yoksa.. 
Adada olmak ne güzel olurdu.
En çok merak ettiğim şeylerden biri de Domuzcuk'un ismi neydi acaba?
Eğer yazar kitap yayınlanıp okunduktan sonra bunu birine söylediyse bana da söylesin biri lütfen. Araştırmaya üşendim. :)



31 Ocak 2018 Çarşamba

Yeni Yılın İlk Ayının Son Günü

Saat 22:50 civarında bu akşamın ikinci poğaçasını yediğime göre uzun zaman sonra yeni bir yazı yazabilirim diye düşündüm. Zaten böyle mantıklı kararlar alma konusunda uzmanımdır.
En son yazdığımdan beri memur rutininde geçiyor hayatım. Haftalar, aylar birbirini kovalıyor. Yıl olmuş 2018...
Cidden ya yıl olmuş 2018 ve yeni yılın ilk ayının son gününü yaşadık bugün. Zaman sadece geriye baktığımızda çabuk geçiyor. Gelecek asla gelmeyecek bu reddedilemez bir gerçek.


Her şeyden çabuk sıkılan bu ruhu nereden buldum bilmiyorum ama sürekli aynı olmasından her şeyin çok sıkılıyorum. Kendim için bir şeyler yapmayı seviyorum. Son zamanda kendim için yaptığım en iyi şey direksiyon dersi alıp aktif araç kullanabiliyor olmam oldu. Araba kullanmak çok zevkli ve galiba artık kendime bi araba alma zamanım geldi. 
Araba almaya en karşı olan insan olarak bu nereden çıktı diye sorduğumdan zaten aylardır bu fikri erteliyorum. Hiç mantıklı bi olay değil araba almak. Doğaya zarar, topluma zarar, bütçeye zarar, sağlığa zarar. Türkiye'de araç sahibi olmak günden güne zarar etmene sebep oluyor. Malum vergiler sebepten iki katı para ödeyip, her sene üstüne tekrar tekrar vergi ödeyip, iki katı fiyattan benzin dolduruyoruz. Bu hiç mantıklı değil. 
Toplu taşıma araçlarında hayatlarımız harcanırken en azından daha ekonomik seyahat ediyoruz. Kimi hatlarda nefes almıyor olmayı, saatlerce sürmesini göz önüne almazsak çok iyi. Ama biraz uzakta oturan ve iki vasıta değiştirmem gereken bir arkadaşıma gitmem gerektiğinde benim neden arabam yok diye çileden çıkıyorum. 
Aslında araç kullanmaya başlamamın ve araba almak istememin temel sebebi bu oldu. İki yakın arkadaşım hamileydi ve evleri çok uzak olunca ben bir buçuk saate yakın bir zamanda yorgun, bitkin bir vaziyette onlara varıyordum. Malum çocuk olunca onların hayatları her yere gitmeye uygun olmayacağı için benim onlara gitmem lazımdı.
Kuzey ve Defne için yaptım.
Şimdi kendi hayatım daha da yolunda gitsin diye araba almak istiyorum. Nissan Micra alıp her gün sulamayı planlıyorum ki büyüyüp Nissan Juke olsun. Son cümle benim ütopyamdan bi sahneydi.

Diyeceğim o ki madem Ocağı bitirdik Şubat daha hızlı geçsin. Zaten alt tarafı 28 gün, adamın asabını bozmasın. Martta beklediğim var. ♥️