28 Şubat 2017 Salı

❤️️ Amigurumi Harfler ❤️️

Uzun zamandır örgü işlerine meraklıyım. Amigurumi işine el atmaya cesaret edemiyordum bunca zamandır. Martta kuzenimin oğlunun doğum günü var ve instagramda gezerken amigurumi harflerin şablonlarını gördüm tesadüfen. Doğum günü için harika bir hediye olur diye düşündüm. 
Sonuçta tam olmasa da ben bir halayım.

Şablonları paylaşan sayfa 3mhobbytherapy . Sayesinde ben de amigurumiye başladım. Teknik olarak sadece sık iğne örüyoruz. İp olarak da Bonbon'un amigurumi oyuncak ipini aldım. İplerde 2.5 yazıyor ama ben 3.5 numara tığ ile örüyorum. 
Çeşitli oyuncak figürlerine daha sonra başlamak istiyorum. Kuzular, tavşanlar falan yapıyorlar, çok tatlı oluyor.
❤️️

Harfleri buraya da koymak istedim hem daha çok insan faydalanabilir hem de benim için arşiv gibi olsun istedim. Şu aralar teknoloji konusunda şansım yaver gitmiyor. Eski telefonumda 3500 civarı fotoğrafı yok ettim yanlışlıkla. Yeni telefonum da serviste.   

26 Şubat 2017 Pazar

Kırmızı Pazartesi ~~~Gabriel Garcia Marquez


Gabriel Garcia Marquez.
Kendisiyle tanışmam Yüzyıllık Yalnızlık ile oldu. Ve yazara hayran olmamak elde değil.
Birçok insan için oldukça yorucu karmaşık bir anlatımı var. Benim için öyle değil. Sonuçta herkes yapamaz bunu. 


Kırmızı Pazartesi de insanda şaşkınlık uyandıran bir öykü. Bir insanın öldürülüşünü anlatıyor. Aslında o küçük kasabada yaşayan herkes de biliyor adamın öldürüleceğini. ''Santiago Nasar'' ölecek olan adamın ismi, kitabın başlangıcı:
''Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05:30'da kalkmıştı.''
Sürpriz son bekleyenler için yazılmamış olsa da öyle sürükleyici bir şekilde ilerliyor. İkiz kardeşler Santiago Nasar'ı öldüreceklerini kime söylediyse, sonunu bildiğim halde yine de içimde bir umut yeşerdi belki biri durdurabilir diye. Oysa ki zaten ölecekti, biliyordum. Sanki ben öyle düşündükçe kitabın 35 yıllık sonu değişecekmiş gibi.
Şimdi düşününce gülüyorum kendime.
:)

Tüm kasaba biliyordu, neredeyse herkes hatta öldürülmeden önce karşılaşan insanlar bile biliyordu ama kimse uyarmadı. Kimse inanmadı onu öldüreceklerine, kimse durdurmaya çalışmadı katilleri.  Herkes nasıl oluyor da böylesine umursamaz oluyor, bu nasıl boşvermişlik. Aslında umursamamak değil başka bir şey, tarif edemediğim bir şey. 
Kitaplardaki ya da filmlerdeki olaylarda ben hep kendimi düşünürüm. Kendimi onların yerine koyarım. Birisi bana birini öldüreceğini söylese ben ne yapardım diye düşündüm. Şaşırmak, duruma göre inanmamak veya polise gitmek aklınıza gelebilecek birçok tepki var kitapta hepsiyle karşılaşıyorsunuz zaten. Tüm bunlara rağmen adam öldü. Engellenmesi çok kolay olduğu için inanması zor bir cinayet.

Marquez yine beni şaşkınlık ve hayranlık içinde bıraktı. Nobel kendisine biraz geç verilmiş bence, ödül almadan önce de geçirdiği 20 yıllık bi yayın hayatı var. 

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

25 Şubat 2017 Cumartesi

Olağanüstü Bir Gece ~~~ Stefan Zweg

Ocak-Şubat-Mart hedefim diye yazdım ama şubatın ortasına kadar hiç kitap okumadım. Aldığım kararları uygulama konusunda oldukça başarılıyım değil mi?
Gerçi bunda o sırada okuduğum kitabın beni çok yormuş olması da etken.
Elimdeki kitabı değiştirdiğim andan itibaren akıcı bir şekilde okumaya devam ettim. Bir hafta içinde üçüncü kitabımı okumaya başladım bile. :)


Olağanüstü Bir Gece ise tam anlamıyla müthiş. Kısa bir zaman dilimi içinde bir adamın hislerinin canlanışını anlatıyor. Kitaptan adrenalinin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlıyoruz. :) Sadece bu da değil aslında ele alınan gerçek duyguları yansıtan hislerin temelinde birilerini mutlu etmek için yapılan eylemler de yer alıyor. Bu açıdan gençlere okutulması gerekli çünkü ergenlik dönemindeki umursamazlık ve bencillik kimisinde fazlasıyla kalıcı olabiliyor. 

Anlatımın çok iyi olduğuna, kurgunun ve ifadelerin, hislerin derinlemesine anlatımının gerçekliğini ne derece artırdığından bahsetmeme gerek okuyunca hissediyorsunuz. 
Birkaç saat içinde bitiverir.

'' ...İlk kez iyiliğin ve kötülüğün insanın içinde yaratabileceği haz adına ne varsa hepsini hissettim, fakat benim nerelere vardığımı asla bilemeyeceksiniz, beni asla tanıyamayacaksınız: Ey insanlar, siz benim sırrımı nereden bileceksiniz! ''

'' Fakat acı olsun, haz olsun, korku olsun, dehşet veya pişmanlık olsun, hiçbirini tek ve diğerlerinden ayrı hissetmedim, hepsi iç içe geçip erimişti; sadece hissettiğimi, yaşadığımı nefes aldığımı duyuyordum. Ve yıllardır unutmuş olduğum bu en basit, en temel duygu beni sarhoş etti. otuz altı yıllık hayatımın hiçbir anında, canlı olduğumu bu baş döndürücü bir saat boyunca hissettiğim kadar coşkuyla hissetmedim. ''


Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

8 Şubat 2017 Çarşamba

Kahveli Sohbet *

Hadi hadi alın kahvenizi gelin azıcık sohbet edelim..


Aslında söyleyecek çok şey var da böyle bi yazayım deyince zorlanıyor insan. Kısaca bahsedeyim neler yaptığımdan. Hiçbir şey yapmıyorum! Bildiğin hiçbir şey yani. O kadar basit.